ETKİNLİĞİMİZE GÖSTERMİŞ OLDUĞUNUZ İLGİ ve KATKI İÇİN TÜM KATILIMCILARIMIZA, SPONSORLARIMIZA ve KONUŞMACILARIMIZA TEŞEKKÜR EDERİZ.



Bilgi işlem yöneticileri, “Ar-Ge ve Yenilikçiliği” irdeledi 2-5 Nisan 2015’te Antalya’da gerçekleştirilen TBD’nin 22. BİMY Semineri’nde, “Araştırma, Geliştirme ve Yenilikçilik” konusu, tüm bileşenleriyle ele alındı. KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı ile BTK ve KKTC BTHK Başkanlarının açılışında bulunduğu etkinliğe, kamu ve özel sektörden 400’ü aşkın yönetici ve uzman katıldı.

Türkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) her yıl düzenlediği geleneksel etkinliklerinden biri olan Bilgi İşlem Merkezi Yöneticileri (BİMY) Semineri, 2-5 Nisan 2015 tarihleri arasında Gloria Golf Resort Hotel Belek-Antalya’da yapıldı. Kamu ve özel sektörde çalışan üst ve orta düzey yöneticilerin mesleki gelişimi ve dayanışmalarını artırmayı amaçlayan BİMY’nin bu yılki ana teması, “Araştırma, Geliştirme ve Yenilikçilik” oldu. T.C.Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Digital Türkiye Platformu tarafından desteklenen BİMY’22 seminerine bu yıl, kamu ve özel sektörden 400’ü aşkın yönetici ve uzman katılıp katkı verdi.

22. BİMY’nin, 3Nisan’da gerçekleştirilen açılış konuşmasını, TBD Yönetim Kurulu Başkanı İlker Tabak yaptı. Küresel bilişim pazarına ilişkin verileri paylaşan Tabak, Türkiye’nin bilgi ve teknoloji (BİT) pazarında, yüzde 0,75 oranında pay sahibi olduğuna işaret ederek, “Ekonomik büyüklük olarak dünyanın 17. ekonomisi olan ülkemizin hem nüfusunun hem de ekonomisinin dünya genelindeki payı yüzde 1’in üzerinde olmasına karşın, küresel bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) pazarından aldığı payın yüzde 0,75’te kalıyor olması düşündürücüdür” dedi. Tabak, 3G platformuna geçişte olduğu gibi yerli kullanım ve Ar-Ge katkısının artarak 4G platformunda da yer almasıyla sektörün ve dolayısıyla Türkiye’nin çok hızlı büyüyeceğini söyledi. Mevcut durumdaki BT kullanım kapsamını önemli şekilde değiştirmediği sürece, Türkiye’nin BT alanında sadece bir tüketici ülke olarak yer almaya devam edeceğinin öngörüldüğüne dikkat çeken Tabak, BT sektörünün yalnız ekonomik kalkınmanın değil, sosyal kalkınmanın da motoru olduğunun kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. “Türkiye’nin 21. yüzyılda etkin bir dünya gücü olarak var olabilmesi, ancak ve ancak, kendi teknolojilerini üreterek uluslararası rekabet edebilen konumdaki bir bilişim sektörüne sahip olmasıyla mümkündür” diyen Tabak, devletin bilişim sektörünü stratejik sektör olarak tanımlaması, ölçülebilir hedefleri belirlemesi ile yerli bilişim ürün ve markalarının geliştirilmesine ön ayak olması gerektiğinin altını çizdi.

Tabak, konuşmasında özellikle 4G ile önümüzdeki dönemde yoğun olarak gündeme gelecek “yerli bilişim çözümlerinin tespit ve tanımlanması” için, “doğru ve ölçülebilir kriterleri” içeren bir yöntem belirleme konusunda TBD olarak bir çalışma başlattıklarını da duyurdu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu (BTHK) Başkanı Kadri Bürüncük, bilgi teknolojileri ve haberleşme sektöründeki gelişme ve değişmelere değindiği konuşmasında, bilişime adaptasyonun gelişmede ülkelerin en önemli enstrümanı olarak kabul edildiğini belirtti.

T.C. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Tayfun Acarer, dünyada en fazla inovasyon geliştirilen ilk üç sektörden birinin bilişim olduğuna dikkat çekti. Bilişimi bir sektör olmaktan çok diğer sektörlerin üzerinde bulunduğu bir platform sektör olarak tanımlanacağını söyleyen Acarer, bilişim sektörünün büyük tedarikçileri ve entegratörlerinin Ar-Ge merkezleri açmasının büyük önem taşıdığını bildirdi. 4G ihalesi hakkında da bilgi veren Acarer, 390.4 Mhz bant genişliğinin, aynı anda verileceği bu ihalenin dünyada yapılan en kapsamlı ihale olacağını açıkladı. Acarer, 2020’de 5G ile ilgili ilk testlerin yapılacağını ve piyasaya çıkarılacak yeni teknolojik ürünlerin hayatımızda ciddi bir değişim dalgasına yol açacağını ifade etti. KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy ise, “Günümüzde ülkeler arası kıyaslamalar yapılırken ülkelerin bilişim adaptasyonu ve bilişimden faydalanması bir gelişmişlik ölçütü oluyor” dedi.

4G testlerini başarı ile tamamlayıp ihale çalışmalarının devam ettiğini bildiren Taçoy, Bilişim suçları Yasa tasarısının KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde görüşüldüğünü ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasa Tasarısı’nın da Meclis’e sunulduğunu belirtti.

Taçoy, “Bilişim Adası” olma hedefleriyle ilgili olarak da şunları söyledi:

“KKTC, içerisinde barındırmakta olduğu mevcut potansiyelini hayata geçirerek önümüzdeki yıllar içerisinde tüm dünyaya örnek oluşturacak bir Bilişim Adası olma vizyonuyla gelişmeye devam ediyor. Bugüne kadar KKTC ekonomisinin lokomotif sektörleri olan turizm ve eğitime eklenerek, ekonominin yeni ve önemli bir parçası olacak olan bilişim, hem bu sektörlere ve genel ekonomiye katkı sağlayacak hem de bireysel ve toplumsal yaşamda sağlayacağı gelişmelerle vatandaşımızın yaşam standardını yükseltecek.

KKTC’nin bir bilişim adasına dönüşmesi, KKTC halkının dünyadaki değişimleri takip etmekle yetinmeyip yeri geldiğinde dünyayı değiştirebilecek atılımlar yapmasını sağlayacak.” Türkiye bilişim sektörünü bu alandaki yeni yatırım ve yeni iş olanakları için KKTC’ye davet eden Taçoy, önümüzdeki aylarda Bilişim Hukuku Çalıştayı yapacaklarını duyurdu.

Açılış konuşmalarının ardından İnovasyon, Yönetim Danışmanı ve Eğitimci Yekta Özözer, “İnovasyonun Matematiği ve Yeni Trendler” başlıklı sunumunda, 25 yılı aşkın çalışma hayatı boyunca bizzat uygulama şansını edindiği yenilikçi metotları aktardı. “Yenilikçiliği çok tesadüfü yapıyoruz ancak bunun bir matematiği var” diyen Özözer, 57 uzmanla birlikte yapılan ve 3 milyon 200 bin çalışma/projenin incelendiği uluslararası bir araştırmanın veri ve sonuçlarını katılımcılarla paylaştı. “İnsan beyni tamamen atalet üzerine kurgulanmıştır, bu nedenle çoğu kez yenilikçiliği kaçırır” diyen Özözer, yaratıcılığı arttırmanın yolunun “zihni esnek tutma” becerisini geliştirmekten geçtiğini belirtip tek başına yapılan bir yenilikçilik metodunun genellikle başarılı olamadığına dikkat çekti. Özözer, inovasyon ve değişim için atılması gereken 8 adımı da tek tek ayrıntılı bir şekilde katılımcılarla paylaştı.

Daha sonra yaptığı buluşlar 2013 yılında Science dergisinde yayınlanan, aynı yıl Silikon Vadisi’nde kurduğu bilişim ve teknoloji şirketi Wallit’e iki hafta gibi kısa bir sürede 1 Milyon Dolar’ın üzerinde yatırım alan Veysel Berk, çağrılı konuşmacı olarak katılımcılara hitap etti. Oldukça ilgi çeken konuşmasında Berk, BİT’i çok iyi kullanan bir şirket olan ve 8 ayda cirosunu yüzde 200 artıran Çaycı ile Evebirilazım şirketlerinin kuruluş öyküsünü anlattı. Çaycı’nın tüm Türkiye’ye yayılacağını açıklayan Berk, üretim aşamasında katkı verdiği mikroskop projesi için Stanford Üniversitesi’ne iki ayda bir gidip çalışmalara devam ettiğinden söz edip oldukça iyi gittiğini belirttiği “Eve Biri Lazım” projelerinin ardından diğer ihtiyaçlara da el atacaklarını söyledi.

Öğleden sonra Microsoft Windows cihazları çözüm uzmanı Selcen Arslan, Ankara ofislerinde kurdukları Uluslararası İnovasyon (İnkübasyon) Merkezleri hakkında bilgi verip Microsoft’un yaptığı inovaktif proje/çalışmalardan söz etti. Arslan, “Tek mağaza, tek platform, tek deneyim” sloganıyla duyurulan Windows 10’un Temmuz’da lansmanının yapılacağını açıkladı.

İnovasyon ve Girişimcilik Enstitüsü Kurucu Ortağı Berrin Benli, “İnovasyon ne değildir?” sorusunun yanıtını irdeledi. 30 yıl boyunca yeni projeler, yaklaşımlar peşinde koştuğuna değinen Benli, inovasyonun tek başına yapılamayacağını, işbirlikleri, çok ortaklı iş modellerinin büyük önem taşıdığının altını çizdi. Türkiye’de birçok yeni kavramın moda bir trend olarak çok çabuk geliştirilip tüketildiğine dikkat çeken Benli, “İnovasyonu önemsememizin nedeni, içinde bulunduğumuz sıkıntılardan bizi kurtaracak, refaha ulaşmamızın tek çıkışı olduğumuza inanmamamızdır” dedi.

Benli, konuşmasında, “zor anlaşılan, yorumlara açık” olan, teknoloji, bilim ve tasarım gibi üç büyük bileşeni bulunan inovasyonun ne olduğu ve hangi kavramlarla karıştırıldığına ilişkin ayrıntılı bilgi ve örnekler sundu.

“Şirketler rekabet etmek istiyorlarsa inovasyonu mutlaka içselleştirmek zorundalar” diyen ve inovasyonun yaratıcı fikri başlattığına işaret eden Benli, inovasyonun öncelenmesi/özümsenmesi için bunun bir devlet politikası olarak benimsenmesi gerektiğini vurguladı.

TBD Üyesi Nihan Tuna’nın başkanlığını yaptığı “Türkiye’de İnovasyon Kültürü ve Stratejisi” oturumuna, TÜBİTAK Uluslararası İşbirliği Daire Başkan Vekili Hakan Karataş, TÜRKSAT bilişimden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Halil Yeşilçimen, Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Altan Özkil ile Labris’ten Oğuz Yılmaz katıldı.

Türkiye’de inovasyona yönelik bir ekosistemin varlığının tartışıldığı, bu ekosistemin kendi kültürünü oluşturması için yapılması gerekenlerin saptanmasını amaçlayan panelde, Yrd. Doç. Özkil, “Türkiye’de yenilik yaratma (inovasyon) kültürü ve stratejisi” başlıklı bir sunum yaptı. Özkil, inovasyonun tanımı konusunda uluslararası düzeyde kabul gören kaynakların başında gelen 2005 tarihli OECD ve Eurostat’ın birlikte yayınladığı Oslo Kılavuzu’nda yer alan inovasyon tanımını anımsattı. Buna göre inovasyon, “Yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet) veya sürecin; yeni bir pazarlama yönteminin; ya da iş uygulamalarında, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanması” olarak tanımlanıyor. İnovasyon aktörlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan, inovasyona etki eden faktörleri, yenilikçilik kültürünü aktaran Özkil, yapılan bir araştırmadan söz etti. Özkil, inovasyon için önerilerini ise şöyle sıraladı: Etkin işbirliği ve katılım, ortak bir hedef; Üst düzey sahiplenme ve geniş katılım; Paydaş performanslarını ölçümleme; Tüm paydaşların çıkarları gözetilmeli; Doğru nitelikli personel konfigürasyonu; Şeffaflık ve hesap verebilirlik; Bölgesel ortaklıklar, bölge ve sektöre özel girişim sermayesi fonu ve iş melekleri ağı gibi finansman mekanizmalarının geliştirilmesi; Orta veya uzun vadede sektörel odaklı inkübasyon faaliyetleri desteklenmeli; İnovatif kümelenmeye doğru ilerlerken yeni sektörel şirketlerin kurulmasının özendirilmesi ile Faaliyetlerin yarattığı etkinin düzenli olarak ölçülmesi, etkin bir izleme ve değerlendirme sürecinin oluşturulması. TÜBİTAK Daire Başkan Vekili Karataş, devlet eliyle neler yapıldığı ve neler yapılması gerektiğine ilişkin açıklamalarda bulunup Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içinde Ar-Ge’ye ayırdıkları pay açısında Çin’den sonra Türkiye’nin en büyük gelişmeyi gösterdiğine işaret etti.

Teknoloji politikaları konusunda en üst kurul olan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun (BTYK) aldığı kararları ve 10. Kalkınma Planı’nda yer verilen yenilik ve teknoloji kavramlarından söz eden Karataş, BTYK’nın son kararında yerli teknolojilere yüzde 15’e kadar indirim yapılmasının öngörüldüğünü anımsattı. Karataş, 2023’te her ilde bir Bilim Merkezi kurulmasının hedeflendiği ve projeleri desteklemek üzere 200 bin TL’lik proje performans ödülleri verildiğini bildirdi.

“Biz uygulama sahasında varız” diyen TÜRKSAT Genel Müdür Yardımcısı Yeşilçimen, kamudaki inovaktif yaklaşımları anlatırken Labris’ten Yılmaz ise, İnovaLİG’de, aldıkları İnovasyon ödülüne ilişkin ayrıntılı açıklamalarda bulundu.

İlk günün son oturumu olan “Ciddi oyun nedir?” oturumuna ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysi İşler, Bilten Genel Müdürü Sevilay İmre ve HRİKa Çözümler Kreatif Satış ve Pazarlama Direktörü Pınar Türker katıldı. Dünyada farklı sektörlerden birçok saygın kurum, değişik alanlarda çalışanlarını bilinçlendirmek için kullanılan ciddi oyun formatında hazırlanan e-öğrenme simülasyonları hakkında bilgi veren konuşmacılar, bu oturumda ciddi oyunların tasarımında izlenen ilkeleri anlatıp farklı ciddi oyunlardan örnekler verdiler.

İmre, “Öğrenmeyi inovasyonla destekleyerek ciddi bir gelişme sağlamayı düşünüyoruz” derken, Türker, hacklenmesi zor, bilgi güvenliği konusunda farkındalıkları yüksek olan bireylerden söz edip ciddi oyunlara değindi.

“Ciddi oyunlar deneyerek öğrenme için çok etkili araçlardır” diyen Türker, oyunların beynin öğrenme kuralları baz alınarak hazırlandığını anlattı. Şimdi bilgi güvenliği konusundaki oyunlar üzerine çalıştıklarını bildiren Türker, Türkiye’de de ciddi oyunlar konusunda daha fazla istekli olunmasını ve gönüllü olarak bu alanda daha fazla yer alınmasını istediklerini belirtti.

Prof. Dr. İşler ise, ciddi oyunda, oyun tasarımı ve öğrenme kuramının bir araya getirilmesinin önemli olduğunu vurguladı. FATİH Projesi kapsamında oyunlarla öğretmenleri eğitme projelerinin TÜBİTAK tarafından desteklendiğini bildiren İşler, “Oyun endüstrisi ve tasarımından alacağımız çok şey var” dedi.

İkinci gün ilk konuşmacı olan Compos Mentis Psikiyatrik Araştırmalar ve Eğitim Merkezi’nden insan zihninin analiziyle uğraşan analist- psikoterapist Cumhur Boratav, “Yaratıcı Düşünce, Yaratıcı Zekâ” sunumuyla yaratıcılıktan başlayarak insan zihninin işleyişine kısa bir yolculuk yaptı.

İstanbul’da doğup büyüyen, 1997’de radikal bir kararla önce Kuşadası’na yerleşen, birkaç yıl sonra da Nazilli’de kendi İpek Hanım Çiftliği’ni kuran Pınar Kaftancıoğlu ise “Sosyal Girişimcilik, Sosyal İnovasyon” hikâyesini katılımcılarla paylaştı. 2006’da bu işe başladığını söyleyen Kaftancıoğlu, 4 köyden 150 kişinin çalıştığı çiftlikte 6 dev mutfak olduğunu ve inovasyonları köyde uyguladıklarını anlattı. Sosyal medyada yer almadıklarını, paralı reklam vermediklerini belirten Kaftancıoğlu, başlattıkları “Ağızdan ağıza pazarlama” hikâyesiyle 250 bin ailenin tüm ihtiyacını karşıladıklarını aktarıp “Türkiye’de birçok işe ilham verdiğimizi düşünüyoruz. Biz çoklanmak istiyoruz. Böyle işletmelere ihtiyacımız var” dedi.

Özyeğin Üniversitesi’nden İhsan Elgin, “Kimdir Bu Kurumiçi Girişimciler ve Yöntemleri Nelerdir?” konusunda oldukça çarpıcı açıklamalarda bulundu. Girişim Fabrikası’nı kuran Elgin, dünyanın en büyük 500 firmasının 70’lerde 61, 80’lerde 25 şimdi ise 18 yılda geriye düştüğüne değinerek büyük şirketlerin yenilikçi küçük şirketleri satın aldığına dikkat çekti.

Elgin, yeni iş veya girişimi “Aşırı belirsizlik koşulları altında yeni bir ürün veya hizmet sunmak için tasarlanış insana dayalı bir kurum” şeklinde tanımladı. Yeni girişimlerin büyük şirketlerin küçük versiyonu olmadığına işaret eden Elgin, insanları girişimci yapabilmenin çok zor öğretilebilir bir şey olduğunu vurgulayıp ABD’de girişimcilik derslerinin ilkokulda öğretilmeye başladığının altını çizdi. Elgin, kamunun yeni işler kurulmasına olanak ve teşvikler vermesini önerdi ve hibe ve teşvikleri veren kurullarda akademisyenlerin olduğunu oysa yatırımcıların olması gerektiğini vurguladı.

TBD Ankara Şubesi Başkanı Selçuk Kavasoğlu’nun yönettiği “Kamuda İnovasyon” konulu panelde ise Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz, Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi Başkanı Furkan Civelek ile Aselsan YK Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kesik konuştu. Bu panelde, “Kamuda yenileşim yönünde yapılacak çalışmalarda bilişim teknolojilerinin kamu yönetimine sağlayacağı yenilikçi katkılar neler olabilir? Bunu sağlamak için paydaşlara (kamu, özel sektör ve üniversiteler) düşen görevler nelerdir? İlgili paydaşlar arasındaki işbirliği gerektirebilecek öncelikli konular hangileridir?” gibi sorulara yanıt arandı.

Yılmaz inovasyonu, “nitelik artıran yenilikler” olarak tanımladı ve bakanlık olarak inovasyon konusunda yaptıkları çalışmalar ve verdikleri teşviklerden ayrıntılı olarak söz etti.

Civelek ise, bilgi toplumunda inovasyonun yerine değinip kamu hizmetlerinin niteliğinin artırılmasına ilişkin çalışmalar ile e-devlet çalışmaları hakkında bilgi verdi. Bilgi Toplumu Stratejileri’nin (BTS) hayata geçirilmesi noktasında özel sektör ile işbirliğinin önem taşıdığa işaret eden Civelek, kamu-özel sektör paydaşlarından özellikle işbirliği beklentileri olduğunu ifade etti.

“İnovasyon, tek başına ele alınacak bir kavram değil, diğer reform hareketleriyle birlikte hareket etmek durumunda” diyen Kesik, BİT olmadan kamuda hedeflenen etkinlik ve esnekliğin yakalanmasının çok zor olduğunu vurguladı.

Daha sonra Vodafone’dan Emre Yorgancıoğlu, firmalarının BT yatırım ve projeleri ile çalışmalarını aktardı.

Etkinliğin son oturumunda ise Ar-Ge ve yenilikçiliğin toplumsal etkilerine bir örnek uygulama olarak Havelsan’ın “E-Sandık” uygulaması tanıtıldı. “Elektronik seçimle yönetime gelen ilk yönetim kurulu” olduklarına işaret eden TBD Başkanı Tabak’ın yönettiği oturumda, Havelsan Yargı, Sağlık ve Enerji Program Müdürü Eray Kılıç, elektronik seçim uygulamaları, SEÇSİS’ten söz edip seçimlerde kullanılmak üzere tasarlayıp hazırladıkları “e-sandık” uygulamasına ilişkin ayrıntılı bilgi verdi. TBD Yönetim Kurulu Üyesi Ersin Taşçı ise son Genel Kurul seçimlerinde kullanılan e-sandık uygulamasıyla TBD olarak tarihi bir misyonu yerine getirdiklerine dikkat çekti.

BİMY’22 etkinliği sanat yaşamında 50 yılı geride bırakan Alpay’ın muhteşem konseri ile sona erdi...